21 Aralık 2011 Çarşamba

Bir ben geçtim hayatından sessiz sedasız, anlatım bozukluklarında cümlelerin ve çarpıklıklarında kentleşmelerin..

aslında sana ait olmadığını bildiğin bir hayatı yaşamak..acıların ve mutsuzluklarının sadece birer kavramdan ibaret olduğunu bilerek..yüreğinin sızlamasında, bir çocuğun nedensiz yere akıttığı gözyaşlarını kurutmak..umutların ve hayalkırıklıklarının çevrelediği bir hayatta, her yeni tadın yeni bir acı, her yeni güzelliğin yeni bir bataklığa gebe olduğunu anlamak.. sen inşa ettikçe başka etkenlerin üzerinden pervasız adımlarla geçtiği ve arkasında sadece bir harabe bıraktığı o hayallerindeki renklerden oluşan duvarların kalıntılarına bakmak dolmuş gözlerin ve titreyen dudaklarınla.. dikenli tellere sarıp sarmalamak yeni ümitleri.ve alıp başını gitmek bu yokluklarla dolup taşan diyarlardan..yirmi iki yaşında bir gence bu satırları yazdıran kadere ve onun ilahi adaletine lanetler okuyarak..karamsar bir türkü tutturmak geceleri karanlık sokakları adımlarken..ve içten içe bir ışık, bir işaret ummak artık parlamaktan vazgeçmiş yıldızlarla ve yorgunluktan bitap düşmüş ay'la başbaşa kalmış gökyüzünden..elde ettiklerin ve kaybettiklerin arasında kalmak çoğu zaman..her sabah acıları törpüleyerek başlamak yeni güne ve her gün batımında o riyakar sokak lambalarının arasından yürürken bir gülümsemeyle vazgeçmek umutlarından..''bugünde olmadı, bugünde benim günüm değilmiş'' demek sol göğsünün isyan edercesine vuran çarpıntılarını dindirmek uğruna..her geçen gün bişeylerin eksildiğini ve onun yerine gelenin asla eskisi kadar iyi olmadığını kavramak..saçlarının dökülmesini izlemek mesela, yada derinin kırışmasına şahit olmak dalga geçercesine etrafını donatmış aynalarla beraber..her gece zilzurna sarhoş olup her sabah alkole tövbekar olmak..koskoca bir döngü karşısında dimdik durmaya çalışmak cılız bedeninle..kendini, onun seni yenmesinin imkansız olduğuna inandırmak..ve sonunda hemzemin olmak ağır zırhının içinde..tam yere düşerken seni kavrayan bir el görmek en kör noktandan..ve sen herşeyini ona adamaya hazırken bir anda o el tarafından kör kuyulara atılmak..yılmadan , usanmadan yeniden ayağa kalkmak; ve tırnaklarınla kazarak biryerlere geldiğinde dönüp arkana bakmak..sonunda bir arpa boyu yol alamadığını görmek en ayıp küfürleri ederek..her zaman gülümsemek, seni mutsuz görmek isteyenlerin inadına..ama asla gözlerinle gülememek dünyaya..her acıya bir isyan, her tökezlemeye binlerce sitem etmek içten içe..yaralarını dağlamak ve belki uzuvlarını kesip atmak, herşeyi arkada bırakmak uğruna..kangren olmuş bir hayatı yaşamak; başkalarının asla düzelmeyecek söylemlerine kulaklarını tıkayarak..gözleri kör olmuşçasına, korkularının üstüne koşmak; elinden alınanların hesabını sormak için..diyar diyar gezen bir seyyah olma isteğine karşı çıkmak yüreğinin sızlamalarına aldırış etmeden..her bir sevdanın , ayağına bağlanan bir düğüm olduğunu bile bile hergünü yeniden sevmeye çalışmak..ve her gece yine o bilindik aldatılma duygusuyla bir sigara daha yakmak mutlu insanların , kedersiz hava sahalarına..sürç-i lisan etmek bilerek ve isteyerek..doğuştan lekeli bir yaşamı sürdürmeye çabalamak, kusurlarını görmezden gelerek..ve kirletmek bembeyaz sayfaları simsiyah duygularınla ..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder