8 Temmuz 2013 Pazartesi

Müge Anlı ?

Editörün notu: Müge Anlı Eylemcilere 31 (?) soru sormuş. 31 cevap verdim ben de kendisine. Mail olarak da gönderdim. Tez zamanda cevap verir umarım.



_Sorular_


Direniş direniş diyenlere soruyorum neye direniyorsunuz?
 



1. Dünyanin en güzel köprü projesi olan 3.köprüye mi?

2. Hollandaya dönmeyelim diye çocuklarin porno sitesine girişini engelleyen düzenlemeye mi?

3. Hem ruhu hem bedeni hasta bir toplum olmayalim di
ye alkol satişina getirilen düzenlemeye mi?

4. Hürtaj doğum kontrol yöntemi değildir,bebekleri öldürmeyin diyen yasaya mi?

5. Kur'an'ın okullarda seçmeli ders olmasına mı?

6. Saçını örtmek isteyenlerin bu isteği uygulayabilmelerine mi?

7. Çalışan annelerin kreş parasını devletin ödemesine mi?

8. Asgari ücretin 1000 tl ye çıkmasına mı? (yeni anayasa da onaylandı)

9. Enflasyonun yıllık %9.5 seviyesinde kalmasına mı?

10. IMF belasından kıçımızı kurtarmamıza mı?

11. Ortadoğu'da ve dolayısıyla dünyada söz sahibi olmamıza mı?

12. Ordudaki en yetkili yahudilerin, pkk işbirlikçisi subayların, ergenekonun cezalarını çekmesine mi?

13. SGK ve sağlık hizmetlerinin en iyi seviyeye getirilmesine mi?

14. Tam maaş almasına rağmen hastanede yarım gün çalışan doktorun rahatının kaçmasına mı?

15. Öğrenme yaşının 0-7 olduğu gerçeğine rağmen okula başlama yaşının 7 den 5.5 a indirilmesine mi?

16. Okullarda tablet ve internetle eğitim verilmesine mi?

17. Savunma sanayiye yapılan yatırımlara mı?

18. Göktürk 2 uydumuzu yapmamıza mı?

19. Yerli savaş uçağımızın tasarım çalışmalarının başlamasına mı?

20. Silahli kuvvetlerin ihtiyaci olan savunma sistemlerinin %55 ini kendimiz üretir hale gelmemize mi?

21. Binlerce km.duble yol ve oto yollara mı?

22. Toplam 25000 mt den fazla tünellere mi?

23. Sözleşmeli öğretmenlere 12 ay maaş hakkı sağlanmasına mı?

24. Üniversitelerde harçların kaldırılmasına mı?

25. Öğretmen lisesi mezunlarına karşılıksız burs verilmesine mi?

26. Milli eğitim bakanlığına ayrılan dev bütçeye mi?

27. Roketsan tarafindan geliştirilen aktif lazer güdümlü türk füzesi ciriti dünya pazarına sokmamıza mı?

28. Türkiye'nin kurduğu, türkiye, azerbaycan, kırgızistan ve moğolistan'dan oluşan, dünyanin ödünü bitarafina karıştırmaya adi bile yeten turan ordusuna mi?

29. Namaz kılan bir başbakan olmasına mı?

30. Terörün bitmesine, 20 yaşında oğullarımızın askerden eve sağ dönmesine mi?


31. daha aklima gelmeyen bir sürü harika icraatlara mi?



_Şimdi Cevaplar_


1-Dünya'nın en güzel köprü projesi olduğuna inanmıyorsun değil mi. Çavuşbaşı'nı 3'e bölüp 2 alana verilen 2B iznini ve kimlerin buralarda toprak sahibi olduklarını araştır.

2-Çocuk pornosu tüm dünyada yasaktır ve yasak olmasına kimse bugüne kadar bir itirazda bulunmamıştır. Bilakis 13 yaşında kıza 30 kişi tecavüz ettiğinde rızası var diye karar beyan eden sisteme karşı duruyoruz.

3-Alkol tercih meselesidir, kimsenin kimseye yaptırım uygulamaya hakkı yoktur. Dünyadaki en yüksek vergiyi alıyorsun zaten içkiden, benim için neyin doğru neyin yanlış olduğuna sadece ben karar verebilirim, sen değil. Münasebetsizliğin lüzumu yok.

4-Kürtaj embriyonun henüz ilk aşamasındayken yapıldığı müddetçe cinayet değildir. Derdimiz spermlerin yaşama hakkıysa masturbasyon da yasaklansın. Cinayeti sorarsan eğer Uludere'dir.

5-Kur'an ın okullarda seçmeli ders olmasına karşı değil, Atatürk'ün derslerden seçilerek çıkartılmasına karşıyız.

6-Saçını örtmek isteyen örtebilir, Gezi Parkı'nda saçı örtülü kardeşlerimiz-ablalarımız 15 gün yaşadık beraber sorun olmadı ama Kazlıçeşme'de 4 saatlik mitingde bir kadın tacize uğradı.

7-Çalışan annelerin kreş paralarını devletin ödemesi sorun değil, sorun çocuğunun dershane parasını ödeyemeyen annelerin intihar etmesi.

8-Asgari ücretin enflasyona oranına bakarsan, ( biraz ekonomiden anlayan birine danış o da anlatır) 2000 yılı ile günümüz arasındaki farkı fark edebilecek kadar zeki olabileceğini düşünüyorum.

9-Enflasyon ölçümlerinde kışın vantilatör fiyatını yazın kömür fiyatını endekse dahil edersen %9,5 başarısız bir sonuç olur.

10-IMF'ye devletin borcunun bittiğini varsayalım. 15 yıl öncesine göre ülkenin dış borcu 3 kat artmış. Maliye Bakanlığı kaynaklarına başvurabilirsin. Özel sektörün üretimini GSMH içinde sayıp borcunu saymayan sisteme karşı ayaklanmış olabiliriz.

11-Ortadoğu'da bir tane dost ülke kalmamışken, Amerika'nın uşaklığını yaparken, Fas Kralı seni huzurundan kovarken, Avrupa Basını 2000'li yılların Hitleri ilan ederken mi söz sahibi olduğunu düşünüyorsun? Belki Hitlere karşı ayaklanmış olabiliriz.

12-Orduyu yıkma çabasındaki hükümetin tetikçi olarak seçtiği Tuncay Güney'in bir hahamken, senin başbakanının Theodor Herzl'in mezarını ziyarete giderken, APO ile müzakereler yaparken bu zırvalara inanan insanlara karşı ayaklanmış da olabiliriz.

13-Hizmet etmek için seçilmiş insanların hizmet ettikleri için baş tacı edilmesi gücümüze gitmiş olabilir.

14-Doktorun maaşına değil de doktoru döven zihniyete ayaklanmış olabiliriz.

15-Çocukluklarını yaşayamamış insanların çocuklarımızın çocukluklarını 4 duvar arasında mahkumiyete çevirmeye çalışmalarına isyan ediyoruz.

16-Tabletlerin sadece turuncu belediyelere bağlı okullarda dağıtıldığını biliyor musun?
17-Savunma sanayi değil de saldırı politikası uygulayan başbakana ayaklandık belki de.

18-Göktürk 2 uydusunun kapsülünün Amerika ve ya Rusya'nın attığında denize düştüğü parçalarının Çin'de bir bölgeye düşmesi beceriksizliğine kızmış olabiliriz.

19-Aselsan cinayetlerinin perde arkalarının çözülmemesi canımızı sıkıyor olabilir.

20-Silahlı kuvvetlerimizin tüm kuvvetlerinin zindanlara atılması hoşumuza gitmiyordur.

21-Yaptığınız binlerce km yolun binlerce kilometresinin senede 2 defa çökmesi, çatlaması, yeniden yapılması, yapan firmaların eşiniz dostunuz olması da hiç hoş değil.

22-Türkiye Cumhuriyeti olarak girdiğimiz tünelin sonunda ışığı göremiyor olmamız bizi harekete geçirmiştir.

23-On binlerce öğretmenin açıkta olduğu gerçeğinin de farkındayız.

24-Üniversitelerde karşıt grupların her gün birbirleri ile kavga etmeleri bizi geriyor galiba.

25-Öğretmen lisesi mezunları değil de, başbakanlık bursunun gittiği eş dost evlatlarını kıskanıyor olabiliriz belki.

26-Diyanet İşleri Bakanlığı'na ayrılan dev bütçeye.

27-Amerika tarafından üretilen biber gazı kapsüllerinin gözümüze (!) girmesine.

28-Türkiye'nin de içinde bulunduğu Büyük Ortadoğu Projesine.

29-Namaz kılmayana saygı duymayan bir başbakan olmasına.

30-Bu güne kadar 20 yaşında evlatlarını toprağa veren annelerin kulaklarımızdan gitmeyen çığlıklarına ve onların katilleri ile anlaşma yolunu seçenlere.


31-Daha aklına geldikçe yüzüne vuracağım onlarca cevaba ayaklandık be güzelim. Bence sen hitap ettiğin kitlede kalmaya devam et. Biz sana biraz fazla geliriz.

Tayyip diye isim mi olur amk ?

Tomayla tekerlekli sandalyesinde oturan yaşlı adama su sıkıp düşüren devlete karşı çıkmak samimiyetsizlikse samimiyetsiz olmaya razıyım. Parkta yakaladıkları grubu göz altına almak yerine bayıltana kadar saatlerce gaz bombası atan devlete karşı çıkmak provokasyonsa provokatörüm. Evinde tencereye kaşık vuran kadının camından içeri biber gazı atan devlete karşı çıkmak teröristlikse ben teröristim. Yakaladıkları gençlere otobüslerde işkence edip serbest bırakan devlete direnmek nankörlükse nankörün atla koşturanıyım. Bana hakaret eden devlete ayaklanmak çapulculuksa seve seve çapulcuyum. Vatanı bölen, memleketi parsel parsel satan, siz ve onlar diye halkımla arama sınır koyarken, hayatıma müdahalede sınır tanımayan, yalancı, düzenbaz, gözümün içine baka baka türlü oyuna başvuran, kendini benden daha zeki, daha akıllı zanneden, bir söylediği bir söylediğini asla tutmayan devletin, defolup gitmesini istemek hainlikse evet ben vatan hainiyim. Ne güzel demiş üstat, ‘’Yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla, Nazım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hala! ‘’

Mustafa Durdu mu ?

Pek saygıdeğer zat'ı muhterem,
İnsandan bozma tuhaf şey, 
Sözüm sana.
Bu maili neden atıyorum bilmiyorum, ama senin de o yazıyı neden yazdığını bilmediğine eminim.
Soruyorum Gulyabani'den 5 dakika önce doğmuş şey,
Kim camide içki içmiş,
Kim camide grup seks yapmış?
Caminin imamının açıklamalarını okumadın sanırım.
Adam diyor ki ''bir kişi elinde şişeyle geldi ve şişeyi her yere koydu ve fotoğraf çekti''
Varsayıyorum ki sen gazeteci (!) olmuşsun, belli bir tahsili elde etmiş olacağını düşünüyorum.
Yani göreceli olarak kimine göre kafanın bir tık daha fazla çalışması gerek benim kanımca.
Öyle olduğunu umut ederek sorularım ve açıklamalarıma devam ediyorum.
Söyle bana maymunla insan arasında kalmış, Darwin görse ''Arşimet'in yanına koşup Evraka evraka'' diye bağırmasına sebep olabilir nitelikteki mahluk,
Bir kişinin elinde şişeyle camiye girip orada burada fotoğraf çektirmesi sen de manipülasyon amacı güdüyor mudur gütmüyor mudur?
Ayakkabılarıyla camiye giren insanlara gelince, kapının önüne biber gazı atarlarsa nefes almaya ihtiyacı olan insanlar can havliyle içeri mi doluşurlar yoksa ayakkabılarını çıkartmaya mı çalışırlar?
Ya da şöyle sorayım, sen hayatında hiç biber gazına maruz kaldın mı ki ahkam kesme münasebetinde bulunabiliyorsun ?
Grup seks dediğin olayı ise baban anneni de içlerinde barındıran 4 tane zevcesiyle yapıyordur ya da yapmıştır diye tahmin ediyorum.
Biraz açık konuşuyorum, zira anlayacağını düşünmediğimden, kusura bakma.
Demişsin ki bunlar CIA'in çocukları ! =))
Gülüyorum kusura bakma, 
Sinirimden de gülmüyorum yanlış anlama ama.
Beyin yerine kavrulmuş leblebi taşıyan insan görmemiştim daha önce ona gülüyorum.
''Mustafa Kemal'in askerleriyiz'' diye bağıran bir topluluğu CIA'e bağladın ya.
İnanılır gibi değil.
Sizin o farzı Kabe'ye doğru kıldıktan sonra Sünnet'i Pensilvanya'ya doğru kılmanıza sebep efendiniz var ya,
Sor ona kim CIA ajanı kim değil bilir hepsini.
Anlamıyorum, neyin provakasyonundasın?
Kimi kime kırdırmaya çalışıyorsun?
İnsanlar barışı gaye edinmişken, senin gibiler ne amaca hizmet ederler? 
Ya da kime?

BİR DİRENİŞ KISSASI

Polisin kovalaması esnasında bize kapılarını açan Conrad Otel'e,
Gazdan etkilenen direnişçilerin nefes almasına fırsat tanıyan İstiklal Caddesi Benetton mağazasına,
Telefonlarımızı şarj etmemize, dinlenmemize ve hatta uyumamıza müsaade eden Divan Otel'e ve onun saygıdeğer personellerine,
‎#DirenGeziParkı diyerek köprüden yürüyerek geçmeye çalışan binlerce vatansevere,
Onbinler taksimde polis terörüne ve faşizme karşı mücadele ederken, morallerin ve güçlerin tükendiği bir anda, gece 3.00'da, sokaklara dökülerek gücümüze güç katan İstanbul halkına,
Tüm illerden ve hatta dünyanın çeşitli yerlerinden davamıza sahip çıkan, yer yer gözlerimizi dolduran ve tüylerimizi diken diken eden tüm insanlarımıza,
Gaz bombasından etkilenmiş haldeyken yüzüme sprey sıkarak beni kendime getiren tanımadığım adama,
Vapura bindiğim esnada Taksim'de ki nöbetinden geri dönen ve bana deniz gözlüğünü veren tanımadığım kıza,
Yanımda ilaç olmadığını söylediğimde bana bir şişe biber gazına karşı rahatlatıcı etkisi olan Antiasit veren genç direnişçi arkadaşıma,
Karakola düşen kardeşlerimizi dışarı çıkartmak için canını dişine takan avukat arkadaşlarımıza,
Ambulanslar alana alınmadığı için münferit olarak oraya gelen ve yaralılara müdahale eden doktorlara,
Camına kapısına beyaz havlu asarak gerektiği halde bize kapılarının açık olduğunu işaret eden hane halklarımıza,
Hiç bir parti sloganı olmaksızın, duyarlı bir şekilde ve sadece ama sadece 'Mustafa Kemal'in askerleriyiz' düşüncesi altında toplanan milyonlarca duyarlı vatandaşımıza,
Bizi birbirimize sıkı sıkıya kenetleyecek kadar büyük ihanet içerisinde olan Sayın Başbakanımıza,
Sinüslerimizin açılması için denize girmeyi beklememize gerek bırakmayacak kadar çok biber gazı atan emniyet mensuplarımıza,
Mal mal konuşarak en zor zamanlarımızda tebessüm etmemizi sağlayan millet vekillerimize, belediye başkanlarımıza,
Kimin taraflı kimin tarafsız olduğunu anlamamızı sağlayan karakterli ve karaktersiz medya patronlarımıza,
Bize 1919 ruhunu, 1968 ruhunu, 1980 ruhunu yaşatan, korkan, sinirlenen, gülümseyen, tehdit eden, geri vites yapan, özür dilerken provake eden, bu halk karşısında aslında sıkılması an meselesi ve de isteğe bağlı olan sadece bir sivilceden ibaret olduğunu anlamamıza vesile olan, Mustafa Kemal'in yıllardır uyumadığı kadar huzurlu bir uyku çekmesini sağlama fırsatını bize tanıyan, ihanetini yedi düvelin duyduğu, sonunun Menderes'le aynı olduğu, başımızın bakanına teşekkürü bir borç biliriz.
‎#DirenGeziParkı ‎#OccupyGeziParki 

21 Şubat 2013 Perşembe

Fetret

Biz çoktan bitmişiz..
Ne sana, ne bana farkettirmemişiz..

Şimdi aşkın yatıyor kalbimin avlusunda,
Önünde kırık kalem, boynunda yağlı bir urgan..
Gözlerinden yaşlar akıyor katrelerce..

Aşkım yatıyor en derin uykusunu biraz geçmiş..
Olan bitenden habersiz, uyanacak aşkının olmadığı ölümüne..

Uyku görüyor rüyası, uykusundan uyanmış rüyasında..
Titriyor....
Hafifte terli..

**

Ey teni yumuşak yüreği nasır sevgili..
Biz bitmemiş bir cümle olabilir miyiz?
Özne ben,
Varlığından benim bile haberimin olmadığı,
Gizli özne sen..
Bir fiil eksikti,
Gelemeden nokta düştü önümüze..
Bitemeden tükendik..
Şimdilerde hasret oldu adın..
Umudum vuslata sığındı,
Buğulu bir pencereden gözlüyorum yollarını..

**

Ah be kaderimin cilvesi,
Ne olurdu birazcık daha sevseydin beni..?
Sen olmazdın, ben ölmezdim..
Biz olurdun, ben yine ölmezdim..
Biz olurduk, biz iken yatar, biz iken büyürdük..
Uykuyu da aldın ya giderken hani,
En çok ona bozuluyorum..
Ben uyku uyumayı bıraktım, uyku beni uyuyor artık..
Sense cemre olup her gece üç kere düşüyorsun rüyalarıma..
Ben uykuya sarılır oluyorum,
O beni bırakıyor bu defa en tatlı yerinde..
Sen kelime oluyorsun,
Ben seni söylüyorum..
Herkes susuyor,
Ben herkesi dinliyorum..

**

Sen!
Sevgisi evrene sığmayan sevgisizlik şikayetçisi..
Tüm kurallara inat birleşik yazıyorum bizi..
Anlatım bozuklukları doluyor şakaklarıma..
Alnım kırışıyor,
Ben bozuluyorum,
Anlam kayıyor,
Anlatamıyorum..
Ben okumuyorum satırları,
Kör olmuş satırlar görmüyor gözlerimi..
Sana yazıyorum seni, geceleri..
Gözlerin kağıt oluyor, sözlerim kalem..
Yepisyeni bir bayramlık alan çocuğun salt mutluluğu gibi,
Sana gelirken sensiz halimle,
Karalıyorum sensiz günlerimin üzerini..
Gözlerin kapanıyor,
Ben kararıyorum..
Sen susuyorsun ya hani,
İşte o vakit ben konuşamıyorum..

31 Ocak 2013 Perşembe

Gayri kabil aşk ve mutlak irtihale dair..

Ben Aşil oldum, Eros'a vuruldum tendonlarımdan..

Kısa

İçimde sinsice üs kurmuş, kanserli bir hücresin.. Kendi kendine büyüyor ve tehlike arz ediyorsun hayatım için.. Tedavin bile zahmetli, ve de ölümcül.. Bir kumar senden vazgeçmek.. Kılıç gibi yüzde elli, rus ruleti gibi sonucu belli.. Gerekiyorsa bir tarafın ölmesi, ilk narsistik intihar eylemim olmayacak benim.. Yanlış anlama, ölmek istediğimden değil, bilakis yaşamak istemediğimden bu söylemlerim.. Aynı şey de deme! Aynı değil.. Zira ölmek için de yaşamak gerekli.. Hepsini geçtim de, belli aralıklarla nüksetmene ne demeli? Her operasyon bir uzvumu daha kesip alırken bedenimden, beynimin yaşama tutunmamasına kızmak ironik ve bencilce.. Kalbimi atsam beynimde; beynimi çıkarıp atsam öyle bir işlemişsin benliğime.... Kurtulamıyorum.. İsmini unuttum bilsinler diye, telaffuzu zor tıbbi terimlerin arasına saklıyorum seni.. Böylece hastalığımı tarif etmek daha kolay, hem de ismini söylemek zorunluluğuna katlanmadan.. Bilmiyorlar ki aslında yolun sonuna aşık olduğumu.. Giden için yol önemli değildir çünkü.. Yolda gördükleri, arkada kalmaya mahkumdur daima.. Amaç nihayete en görkemli şekilde ulaşabilmektedir.. Kalıcı olduğumuz tek yer de son değil midir? Kavuştuğunda daha ileri gidilemez olana, anlamını yitirmez mi gayeler? Gidecek bir yer kalmadığı noktada, tam olarak aitlik duygusu hissetmek gerekmez mi? İşte bu yüzden bilmiyorlar, kendi ölümümü ölümüne sevdiğimi..